skip to main
|
skip to sidebar
Benim Adım Hüzün
14 Eylül 2009 Pazartesi
Kaçış
Kaç kaç kaç kaç kaç kaç kaç....
Yakalan.
Kendine.
Dibine kadar aşk yazan bir sokağın köşesinde.
Bari tanıdık çıkmasaydı.
Ama tanıyorsun.
Kendini.
Üzgünüm.
Bir dahaki sefere kaç daha emin bir yere.
2 Temmuz 2009 Perşembe
Zaman
Bastırdım üstüne sıkı sıkı.
Acımıyor artık.
Farkettim ki,
İkna oldum ki,
Biliyorum ki,
yaraların iyileşmesi kaçınılmaz.
Sadece zamanı var.
Pek iyi buyurduğu gibi Sezen'in;
Zaman sadece birazcık zaman...
Kan kaybından ölmedi ya,
hayatta kalmasının bir anlamı/sebebi/misyonu olmalı.
Ve elbette:
Bu kadar acımasa,
hâlâ hatırlanmayan eski bir hikâye olacaktı
ki;
biz her zaman acıyı boş sefaya tercih edenlerden olduk.
26 Haziran 2009 Cuma
Derin
Bu sabah,
herzamanki gibi yere basmadan,
yatağın yanındaki pembe pamuklu terliklerime uzandım parmak ucumla...
Terliklerimi giymesem,
üzerindeki kan lekelerini görmesem...
Kalbimdeki yaranın bu kadar derinleştiğini farketmeyecektim...
25 Haziran 2009 Perşembe
Dijimutluluk
Dijital mutluluklar yaşıyoruz. Telefonda, e-maillerde, smslerde..
Ama mutluluk işte! Bildiğin çatır çatır mutluluk.. Ellerini üşüten, kalp atışlarını hızlandıran cinsten..
Her bip sesi biraz daha heyecanı artırıyor..
Nereye kadar?
24 Haziran 2009 Çarşamba
Fotoğraf
Gerçekten merak ediyorum:
Sırada ne var?
Bu istikamette giderken birden hangi sokağa sapacağız?
Saptığımız yol bizi yine bize mi çıkaracak?
Ve asıl soru;
Tüm bu hüzünden bir sabah arınmış uyanabilecek miyiz?
Öyle ki;
Sonunu merak ettiğim, fon müziğinin gerdikçe gerdiği; benimse sadece ve sadece parmak aralarımdan seyredebildiğim bir film gibi hayat.
İsyan etmiyorum. Fotoğraflıyorum.
21 Haziran 2009 Pazar
Zamansız
Bir aşk,
Zamansız biterse ne olur?
Hüzün olur.
Evet teşekkürler.
Ben de öyle düşünmüştüm zaten.
Ana Sayfa
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)
İzleyiciler
Blog Arşivi
▼
2009
(6)
▼
Eylül
(1)
Kaçış
►
Temmuz
(1)
►
Haziran
(4)
Hakkımda
BENİM ADIM HÜZÜN
Profilimin tamamını görüntüle